KCK iddianamesinden 'gölge devlet' çıktı







Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen, terör örgütünün şehir yapılanması Kürdistan Topluluklar Birliği'ne (KCK) yönelik soruşturmanın ilk iddianamesi tamamlandı. 6. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen 148 sayfalık iddianamede, PKK'nın oluşturduğu gölge devlet bütün ayrıntılarıyla ortaya konuluyor.






Eyalet sistemini benimseyen örgüt, anayasa hazırlayıp, yasama, yürütme ve yargı organları oluşturmuş. Yapılanmanın başında 'Türkiye Meclisi' adına faaliyet yürüten 8 kişilik 'Yerel Yönetimler Komisyonu bulunuyor. Bütün çalışmalar sözde 'KCK Anayasası' çerçevesinde yürütülüyor.

İddianamede anayasa ile ilgili şu cümleler dikkat çekiyor: "Örgüt bir devlet sistemi gibi yapılanma amacı taşımaktadır. Sadece Kürt kökenlileri değil 'diğer azınlıkları' da hedefliyor. Üye kabul eden, yargılayan, silahlı mücadele yapan, mahallî ve merkezî teşkilatları olan ve her şekilde Abdullah Öcalan'ın önderliğini dikte eden bir yapı." İddianameye göre şüpheliler, Kandil'le doğrudan irtibatlı. Murat Karayılan'ın emirleri uygulanıyor ve eylemlerin ardından rapor sunuluyor. Yapılanmanın çerçevesi 2006'da PKK kamplarında çizilmiş.


Başına Sabri Ok'un getirildiği 'Türkiye Meclisi ise 237 delegenin katılımıyla İstanbul'da 03-05 Kasım 2006'da toplanmış. İddianamede ayrıca şehir yapılanmasının şeması ile teknik takibe takılan 40 bin görüşme kaydı yer alıyor. Terör örgütünün 'Koma Ciwaken Kurdistan Türkiye Meclisi-Kürdistan Topluluklar Birliği' (KCK/TM) yapılanmasına yönelik yürütülen ve 3'ü DTP genel başkan yardımcısı 52 kişinin tutuklandığı soruşturma kapsamında ilk iddianame hazırlandı. İddianamede, PKK'nın Türkiye'deki yapılanması detaylı bir şekilde yer aldı.


Buna göre, Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün organlarını reddeden örgüt, Türk-Kürt savaşı çıkarmak için planlar yapıyor. Örgütün Yürütme Konseyi Başkanı ise Murat Karayılan. İddianamede, Diyarbakır'da fizikî ve teknik takibi yapılan 8 kişilik 'Yerel Yönetimler Komisyonu'nun 'KCK' adına çalıştğı tespit edildiği kaydediliyor.


Bu komisyon üyelerinin terör örgütünün kent merkezlerindeki eylemlerini koordine ettikleri, yargısal ve malî çalışma yaptıkları aktarılıyor. Ayrıca Türkiye'de faaliyet yürüten KCK/TM mensuplarının, sözde 'KCK anayasası' gereğince örgütün Avrupa sorumlusu olan Sabri Ok ile sürekli görüşme içerisinde oldukları ifade ediliyor. Irak'ın kuzeyindeki terör örgütü kamplarında 2006'da gerçekleştirilen genel kurul toplantısında, 'Türkiye Koordinasyonu (TK)' ismi, 'Türkiye Meclisi (TM) olarak değiştiriliyor.



BÜYÜTMEK İÇİN TIKLAYIN

TM'NİN BAŞINDAKİ İSİM SABRİ OK


TM'nin başına geçmişte terör örgütünün cezaevleri sorumluluğunu üstlenen ve halen yurtdışında bulunan örgütün üst düzey sorumlularından 'Amed' kod adlı Sabri Ok getirilmiş. İddianamede, ülke genelindeki çalışmaların Çukurova, Diyarbakır, Serhat (Erzurum) ve Ege olmak üzere 4 ana bölge üzerinde koordine edildiği, il koordinasyonlarının feshedilerek, il örgütlenme komitelerinin oluşturulduğu ifade ediliyor.

İddianamede, terör örgütü tarafından, 237 delegenin katılımıyla İstanbul'da 03-05 Kasım 2006'da bir toplantı gerçekleştirildiği belirtildi. Örgüt toplantıda, 'TM yapılanmasıyla aynı paralelde faaliyet gösterecek yapılanmaların İran, Irak ve Suriye'de de hayata geçirilmesi'ni karara bağlıyor. Abdullah Öcalan'ın avukatları ve ailesiyle görüşememesi durumunda ülke genelinde kitlesel eylemler düzenlenmesi benimseniyor.

KCK SÖZLEŞMESİ PKK'NIN ANAYASASI


KCK sözleşmesinin sözde terör örgütünün anayasası gibi değerlendirildiği kaydedilen iddianamede, şu ifadelere yer verildi: "KCK sözleşmesi, örgütü bir devlet sistemi gibi yapılandırma amacı taşıyıp terör örgütünün birimleri ve örgüt üyelerini sistematik bir yapıya oluşturmayı amaç edinmektedir.

KCK, 'demokratik toplumcu-konfederal bir sistem olduğunu' kabul eden, yargılayan, silahlı mücadele yapan, mahallî ve merkezî teşkilatları olan, özellikle yerel yönetimler üzerinde söz sahibi olmaya çalışan fakat her şekilde Abdullah Öcalan'ın önderliğini dikte eden bir yapıya sahip. KCK sözleşmesinin 36. maddesinde 'PKK'nın KCK sisteminin ideolojik gücü olduğunu, önderlik felsefe ve ideolojisinin hayata geçirilmesinden sorumlu olduğu, KCK sistemi içerisinde her çalışanın terör örgütü PKK'nın ideolojik ve ahlakî ölçülerini esas aldığı belirtilmektedir."

FETHULLAH GÜLEN'E SUİKAST PLANI


İddianamede, terör örgütü PKK'nın 29 Mart yerel seçimlerinden sonra Fethullah Gülen'e suikast düzenlenmesi yönünde teklifin değerlendirildiği kaydedildi. Söz konusu suikastla ilgili yapılan telefon görüşmeleri de iddianamede yer alıyor. Yargılama yapıp ceza veriyorlar İddianamede, KCK mensuplarının, örgüt adına sözde yargılama faaliyetleri yaparak, KCK sistemi içinde bir kısım örgüt üyelerine ceza verdikleri de yer aldı.

Terör örgütünün sözde anayasası olan KCK sözleşmesi kapsamında KCK/TM yapısının 'Demokratik Cumhuriyet' ile alakalı planlamalar yapıp, örgütün yapısını, resmî kurumlar içinde kurmak ve faaliyetlerini düzenlemek için 'Özgür belediyecilik' adı altında bir model çalışması yaptıkları ifade edildi. İddianameye göre, bazı belediye başkanları, yapılan çalışmalarla ilgili KCK'ya bilgi veriyor.


Eyalet sistemi uygulanıyor: Ülke bölgelere ayrılmalı


KCK sözleşmesinin, 'eyalet ve bölge örgütlenmesi' üst başlığındaki 21. maddesine göre, 'ülkenin coğrafî ve etnik-kültürel özelliklerine göre ayrıştırılması ile 'eyalet-bölgeler oluşturma' ve bu temelde örgütlenerek demokratik konfederalizm sisteminin içinde yer alıyor. Eyalet-bölgelerin karar organı eyalet-bölge meclisleri olarak belirtilmiş.

Çalışma düzeninde Kongra-Gel ve halk meclisi sistemleri esas alınıyor. Eyalet-bölge meclisi söz konusu eyaletteki halkın yaşamının ve mücadelesinin gerektirdiği kararları oluşturmakla görevli. Yılda iki kez toplanıyor ve gündemini tamamlayana kadar çalışıyor.

Eyalet meclisi eyalet koordinasyonunu seçerek, faaliyetlerini denetliyor. PKK'lı Ok: AK Parti'nin mitingi neden kalabalık? KCK/TM yapılanmasının şeması ile dosyada yer alan yaklaşık 40 bin görüşme kaydından bazıları iddianamede aktarılıyor.

Terör örgütünün Avrupa sorumlusu Sabri Ok'un, DTP Genel Başkan yardımcıları Kamuran Yüksek, Bayram Altun ve terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ın avukatları Şinasi Tur ve Ebru Günay ile yaptığı telefon görüşmeleri iddianamede aktarılıyor.

Ok, AK Parti'nin 29 Mart yerel seçimleri öncesinde Diyarbakır İstasyon Meydanı'nda gerçekleştirdiği ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı mitingle ilgili, DTP Genel Başkan Yardımcısı Yüksek ve avukat Tur ile çeşitli görüşmeler yapmış. Ok'un, DTP Genel Başkan Yardımcısı Yüksek ve avukat Tur'a mitingin neden kalabalık olduğu yönünde sorular sorduğu ve bundan duyduğu rahatsızlığı telefon görüşmesinde dile getirdiği belirleniyor.

TSK'nın operasyonları önceden rapor edilmiş İddianamede, DTP Genel Başkan Yardımcısı Kamuran Yüksek'in bilgisayarında ele geçirildiği öne sürülen ve terör örgütü PKK'nın sorumlularından Duran Kalkan'a gönderildiği kaydedilen rapor da aktarıldı.

Raporda, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin terör örgütüne yönelik düzenlediği hava harekâtlarının devam edeceği ve kara harekâtı planlandığı yönünde bilgilere yer veriliyor. Türkiye'de kendilerine düşman olanların araçlarının ve iş yerlerinin yakılması yönünde talimatlar verildiği aktarılıyor.

Askerî personeli taşıyan servis aracının geçişi sırasında düzenlenen ve 6'sı öğrenci 7 kişinin ölümüne neden olan saldırının üstlenilmesine yönelik eleştirilere yer veriliyor. Söz konusu eylemin üstlenilmesinin kendilerine zarar verdiği dile getiriliyor.

Demokratik çözüm yoksa gerilla savaşı başlar! KCK sözleşmesinde Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda belirlenen eğitim, basın özgürlüğü, seçme ve seçilme haklarının anlatıldığı yasalar da yer alıyor. Sözleşmenin 33. maddesinde devletin demokratik çözüme şans tanımaması durumunda ayaklanma ve gerilla savaşının gündeme geleceği belirtiliyor.

Terör örgütünün 'KCK sözde anayasası' gereğince Türkiye'de faaliyet yürüten KCK mensupları örgütün Sabri Ok ile sürekli görüşme içerisinde oldukları, yapacakları örgütsel faaliyetlerle alakalı Ok'a rapor iletip, onun talimatları doğrultusunda örgütsel faaliyetler gerçekleştirdikleri kaydediliyor.

Ok'un, Kamuran Yüksek ile yaptığı telefon görüşmesinde, DTP Diyarbakır milletvekilleri Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak'ın yapılacak bazı görüşmeler için Avrupa'ya gelmesi gerektiği ve bu konuda 'mazeret' bildirmemeleri gerektiğini dile getirdiği belirtiliyor. Öcalan'ın avukatı Ebru Günay da Ok'la Mart 2009'da yaptığı bir telefon görüşmesinde, Öcalan'dan 'sıkça fırça yediğini' anlatıyor. ZAMAN

MEHMET GÖKÇE DİYARBAKIR

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Darüşşafaka Bağışlarınızı bekliyor

ONLAR BİR ZAMANLAR SEKS SEMBOLÜYDÜ