Kayıtlar

Nisan 5, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İlk çeyreğin lideri belli oldu

Resim
Hyundai'nin otomobil satışlarında yüzde 14,9 pazar payıyla yılın ilk çeyreğinde lider olduğu bildirildi. Hyundai'den yapılan yazılı açıklamada, Hyundai'nin, 2009'un ilk üç ayında Türkiye'de 10 bin 186 adet otomobil satışı gerçekleştirip yüzde 14,9 pazar payı elde ettiği, geçen yılın aynı dönemindeki 6 bin 503 adetlik satışını yüzde 57 oranında artırdığı bildirildi. Hyundai'nin yılın ilk çeyreğinde “Türkiye'nin en çok tercih edilen otomobil markası” unvanını koruduğu ifade edilen açıklamada, şu bilgilere yer verildi: “Hyundai, 2009 yılı mart ayında 4 bin 993 adet otomobil satışı gerçekleştirerek, ilk iki ayda olduğu gibi en çok otomobil satan marka oldu. Hyundai'nin mart ayındaki toplam satışı ise 5 bin 549 adet olarak gerçekleşti. Ocak-mart döneminde toplamda 11 bin 306 adet araç satarak pazardan yüzde 11,7 oranında pay alan Hyundai, toplam satışlardaki ikinciliğini de sürdürdü. Otomotiv pazarında satışlar geçtiğimiz yılın ilk üç ayına göre yüzde 20 oran

Fener ekrana kilitledi

Resim
3 nolu kutuyu seçen ve Hamdi Bey’in 150 bin liralık teklifini kabul eden Carlos’un kutusundan 40 bin lira çıktı. Sarı-lacivertli sporcular “Var mısın, Yok musun” programına katıldı. Geliri İşitme ve Konuşma Engelliler Rehabilitasyon Vakfı’na bağışlanan yarışma da Roberto Carlos 150 bin lira kazandı Acun Ilıcalı’nın hazırlayıp sunduğu “Var mısın Yok musun” programının konuğu Fenerbahçe Spor Kulübü oldu. Geliri Küçükbakkalköy’deki Türkiye İşitme ve Konuşma Engelliler Rehabilitasyon Vakfı’na bağışlanan yarışma da , kutuları açtıran Brezilyalı yıldız Roberto Carlos 150 bin TL kazandı. Futbol takımından Alex, Gökhan Gönül ve Uruguay’dan geç dönen Lugano dışında tüm oyuncular ile Başkan Aziz Yıldırım, yöneticiler, diğer şubelerde rekor kırmış başarılı sporcuların katıldığı yarışmanın çekimleri dört saat sürdü. Yarışmaya Cem Yılmaz da uydu bağlantısı ile katıldı. Ekranda kendi kutusunu gösteren Cem Yılmaz kapağı açtığında para yerine Ronaldinho yazısı vardı. Semih Şentürk, kutusunu açma

’Tecavüzcüm’ dediği adamla sıkı dost oldu

Resim
Kuzey Carolina’da sabaha karşı dairesine giren eli bıçaklı saldırganın tecavüzüne uğrayan ve soyulan Jennifer Thompson, yanlış kişiyi hapse yolladı. Adam, DNA testiyle 11 yıl sonra aklanıp, özgürlüğüne kavuştu. Ve kendisine yıllarca cehennem azabı çektiren Jennifer’ı affetti. Adli uzmanlar tarafından "Mantığa aykırı" diye nitelenen ve People dergisine konu olan olay, 29 Temmuz 1984’te sabaha karşı 03.00 sularında meydana geldi. Elon Koleji’nin kampusundaki odasında uyumakta olan 22 yaşındaki Jennifer, boğazına dayanan bir bıçakla uyandı. Tecavüze uğradı. Öleceğini sandı ama kendini topladı. Saldırganın dikkatini başka tarafa çekerek, arka kapıdan kaçmayı başardı. Polis merkezinde yan yana dizilmiş bir grup adam gösterdiklerinde, hiç tereddüt etmeden bir kişiyi işaret etti. İşaret ettiği kişi, Afrika kökenli Ronald Cotton’dı. Ronald süratle yargılandı. 1985’te jüri, onu tecavüz ve soygundan suçlu buldu. Olayın meydana geldiği gece bir başka kadına daha tecavüz edildiği için 19

Seçim kavgası: 2 ölü, 5 yaralı

Resim
Hilal YÜKSEL-Gökhan CEYLAN Sivas’ın Gümüşdere Beldesi’nde, MHP’den 561 oy alarak başkan seçilen Mustafa Gökmen ile 502 oy alan AKP’li aday Mustafa Sarıkaya ve akrabaları arasında dün öğle saatlerinde seçim tartışması sırasında kavga çıktı. Silahların da kullanıldığı kavgada, MHP ’li başkanın akrabası olduğu belirtilen 45 yaşındaki İbrahim Kurt ile Doğan Yıldırım öldü. Yerel seçimlerde A KP Belediye Başkan adayı olan ancak kazanamayan AKP adayı Mustafa Sarıkaya ile yeğeni Ali Dumlupınar, Cennet Kurt, Faruk Sarıkaya ve Ayşegül Uzunkaya yaralandı. Başkan adayı Sarıkaya’nın durumunun ağır olduğu bildirilirken, yaralılar Cumhuriyet Üniversitesi Hastanesi acil servisine kaldırılarak tedavi altına alındı. :Hürriyet

Hollanda Radboud Üniversitesi'nin yaptığı araştırma:

Hollanda Radboud Üniversitesi'nde 80 gencin televizyon seyrederken davranışlarını gözlemleyen bilim adamları televizyondaki içkili sahnelerin gençlerin içki tüketimini ikiye katladığını ortaya koydu. 18-29 yaş arasında gençleri dört gruba ayırarak yapılan araştırmada, ilk gruba alkolle ilgili görüntülerin çokça yer aldığı Amerikan Pastası filminin ardından alkol reklamları izletilmiş, ikinci grup ise bu filmi izlemiş fakat alkol reklamlarını izlememiş. Bilim adamları üçüncü gruba alkol görüntülerinin Amerikan Pastası'na göre çok daha az olduğu 40 Gün 40 Gece filminin ardından alkol reklamlarını izletmiş. Dördüncü ve son gruba ise bu filmi izletip alkol reklamlarını izletmeyen bilim adamları deney sırasında televizyon izleyen gençlere bira, şarap, gibi alkollü içkilerin bulunduğu buzdolabını da seferber etmiş. Buna göre birinci filmi ve reklamları izleyen birinci grup 3 şişe alkol alırken ikinci filmi izleyen ancak alkol reklamını izlemeyen dördüncü grubun 1,5 şişe alkol aldığı

Hikâye gerektirmedikçe bu tür sahneler yanlış

Resim
Birol Güven (Yapımcı, yönetmen, senarist): Hikâye gerektirmedikçe sadece içki değil olumsuz olan hiçbir şeyi kullanmamakta yarar var tabii ki. Benim için aslolan hikâyedir, hikâye gerektirmiyorsa kullanmanın bir anlamı yok zaten, gerektiriyorsa da gerektiği kadarıyla kullanılabilir bence. Zaten bir şeyi özendirme üzerine kurulan bir senaryo benim için baştan yanlıştır. Bir sahneyi ele alıp incelemek bence çok da uygun değil, filmin genelini ele almak lazım. Birçok film için farklı kritik yapabiliriz. Zaten hikâye gereği kullanılıyorsa da o kimseye zarar vermez. :Zaman

Dizilerdeki alkol sahneleri içkiyi normalleştiriyor

Resim
Doç. Dr. Kemal Sayar: Film karakterleri alkol kullandıkları zaman onları seven insanlar onların bu eylemini de kolayca benimseyebilir. Mesela ergenlere alkol almanın cesaret ve yetişkin olmakla ilgili olduğu aktarıldığında ergenler de olumlu özelliklere giden yolun alkol kullanmaktan geçtiğini düşünebilir. Dizi filmlerde alkol sıklıkla sohbetin, sosyalleşmenin, neşenin bir aracı olarak takdim ediliyor. Alkolün sıkıntıları savan bir içecek olarak sunulması da onun kullanımını özendiriyor. Film ve dizilerde alkolün çok sık görünmesi de onu normalleştiren ve yaşam tarzının vazgeçilmezi kılan başka bir unsur. :Zaman

Filmlerde daha özenli davranmak gerekiyor

Resim
Ata Türkoğlu (Yapımcı): Bu konuda gösterilmesi gereken en önemli duyarlılık, çocukların etkilenmemesini sağlamaktır. Zaten alkollü içecek reklamları konusunda yasal düzenlemeler yapılmış durumda. Filmlerde ise özellikle çocuklara örnek teşkil etmemesi için özenli davranılmalı. :Zaman

Filmlerdeki görüntülerden farkına varmadan etkileniyoruz

Resim
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: Kötü alışkanlıkların kaynağı birinci planda canlı örnekler. Anne baba gibi. İkinci planda ise sinema filmleri yer alıyor.İçki şiddet gibi bütün kötü alışkanlıklar için geçerli bu. Bu filmlerde insanlar farkında olmadan sembolik öğrenmelere maruz kalıyor. Neşe ile içki bir araya gelince insanlar neşelenmek için içkiye yöneliyorlar ama bunun farkına varmıyorlar. Örneğin sinemalarda da 25. karede filmlere kola ve popcorn görüntüleri giriyor ve film aralarında satışlar yüzde 57 artıyor. Aslında direk reklam yok ama görsel olarak insan onu algılıyor ve özeniyor. Eğer bu görüntü duygusal çağrışımlarla birlikteyse özenti daha da artıyor. Bu filmleri izlemek gibi bir durum olursa izlemeyi yasaklamak yerine bu hareketin kötü olduğunu ayrıca anlatmak gerekiyor. Yasaklamak yerine alkoliklerin daha sonra kötü durumlara düştüğünden, bunun yanlış bir hareket olduğundan bahsetmek gerekiyor. :Zaman

Televizyon dosttur, kontrolü elden bırakmadıkça

Resim
Hollanda'daki Radboud Üniversitesi'nde yakın zamanda yapılan bir araştırma çok ses getireceğe benziyor. 80 genç üzerinde yapılan araştırmaya göre içki sahnelerinin fazla olduğu filmler gençlerin içki tüketimini yüzde yüz artırıyor. Türkiye'deki film yapımcıları ve pskiyatri uzmanları araştırmayı kendi pencerelerinden bakarak yorumladılar. Film karakterlerinin her türlü olumsuz hareketlerinin onları seven gençler tarafından benimsendiğini söyleyen Kemal Sayar'a göre filmlerde ve dizilerde alkolün çok sık görünmesi onu normalleştirip, yaşam tarzının vazgeçilmez bir unsuru haline getiriyor. Sayar, alkolün sıkıntıları savan bir içecek olarak sunulması da onun kullanımını özendirdiğini söylüyor. Prof. Dr. Nevzat Tarhan ise sadece alkolün değil tüm kötü alışkanlıkların bu şekilde topluma sirayet ettiğini söylüyor. Neşe ve içkinin bir arada verilmesi sonucu gençlerin neşelenmek için içkiye yöneldiğini ifade eden Tarhan, kişinin bu etkilenmenin farkında olmadığına dikkat çekiyo

ABD'li televizyoncular 'Van Gölü canavarı'nı görüntülemek için sabaha kadar nöbet tuttu

Resim
Bir grup ABD'li televizyoncu, 'Van Gölü canavarı' ile ilgili belgesel çekmek üzere Van'ın Gevaş ilçesine geldi. Geceyi Akdamar Adası'nda geçiren Amerikalılar, sabaha kadar 'canavarın' ortaya çıkmasını bekledi. ABD'de bir televizyon kanalında şov programı hazırlayan 11 Amerikalı 'Gerçek Güzergah' (Desination Truth) adlı bir belgesel çekmek amacıyla Van'a geldi. Gevaş Belediye Başkanı Nazmi Sezer ile makamında görüşen ekip, Van Gölü canavarıyla ilgili söylenenlerin doğru olduğuna inandıklarını ifade etti. Canavarın görüldüğü yerler ve şekli hakkında bilgi aldı. Gölde çekimler yapan televizyoncular daha sonra Van Gölü'ne daldı. Van Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı 3 balıkadam ile 7 kişilik Sivil Savunma ekibinin gözetiminde çekimlerini gerçekleştiren Amerikalılar, ardından tekneyle Akdamar Adası'na geçti. Basın mensuplarını yanlarına almayan ABD'li ekip, sessiz bir ortamda gözlemlerine devam etti. Bölge insanının zekâ ürünü olarak görü

Yüzyılın modern pusulası GPS

Pusulanın icadından önce insanlar, gündüzleri güneşe, geceleri ise yıldızlara bakarak yönlerini buluyordu. Uyduların bizleri yukarıdan takip eden gözler haline gelmesiyle birlikte, herhangi bir nesnenin yerini belirlemek Küresel Yer Belirleme Sistemi GPS (Global Positioning System) teknolojisi ile çok kolay hale geldi. GPS, önce dünyanın etrafında dolaşan uydulardan gelen bilgileri alıyor. Ardından kişinin uydularla arasındaki mesafeyi ölçüyor. Böylece o kişinin dünya üzerindeki konumu (enlem/boylam) belirleniyor. Cihaz gerekli hesaplamaları yaptıktan sonra kesine yakın bir yer tespiti yapıyor. Cihaz en fazla 10 metre sapma gösteriyor. Normal GPS haberleşmesi tek yönlü ve ücretsiz. Eğer konum bulma işlemini hızlandırmak istiyorsanız, GPRS teknolojisini kullanarak çalışan 'yardımlı GPS' teknolojisini seçmelisiniz. GPS teknolojisi, piyasaya yeni çıkan birinci sınıf telefonların hemen hepsinde var. Ayrıca araçlarda kullanılan navigasyon cihazları da bu teknoloji sayesinde çalışıyo

Bu bir 'acil durum' haberidir!

Resim
Siz bu satırları okurken ben, 40 derece 59 dakika 38 saniye Kuzey, 28 derece 50 dakika 2 saniye Doğu'da olacağım. Beni merak etmeyin! Başım sıkıştığında 354 metre ötemdeki 75. Yıl Polis Merkezi'ne, başım ağrıdığındaysa 436 metre uzağımdaki Özel Yenibosna Hastanesi'ne gideceğim. Alışveriş yapmak istersem de 17 metre mesafemdeki Koçtaş'ı tercih edeceğim. Haberimizin ilgi uyandıracak ve sizlere kendini okutturacak cümlelerini yazdığımıza göre, artık detaylara geçebiliriz. Yukarıda yer alan ayrıntıların kafadan atılmış rakamlar ve yerler olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Zira bu kadar tafsilatı, Turkcell'in 'Neredeyim' servisi sayesinde biliyoruz. Ki bizim de bu servisin varlığından -pek çok kişi gibi- Hürriyet gazetesi yazarı Yılmaz Özdil sayesinde haberimiz oldu. Peki neden herkes, üç operatörün kaç kontöre, kaç dakika konuşturduğunu biliyor da, bu kadar önemli bir servisi bilmiyor? Sözü bu noktada Yılmaz Özdil'e bırakıyoruz: "Abuk sabuk rekla

Kum ile kot taşlamasına yasak

Resim
Sağlık Bakanlığı, ölümle sonuçlanabilen bir akciğer hastalığı olan silikozise yol açtığı gerekçesiyle kot giysi ve kumaşlara uygulanan püskürtme işleminde kum, silis tozu veya silika kristalleri içeren madde kullanılmasını yasakladı. Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından ortaklaşa yürütülen Küresel Eylem Planı (1995) sonucunda, 2015 yılına kadar hastalığın tüm işkollarında görülme sıklığının azaltılmasının, 2030 yılında ise dünyadan tamamen yok edilmesinin hedeflendiği kaydedildi. Bakanlığın bu çerçevede, silikozisin mümkün olan en erken safhada teşhisi, riskli işlerde çalışanlara yönelik koruyucu önlemlerin zamanında alınması amacıyla yayımladığı genelgede, son yıllarda diş teknisyenlerinde ve kot kumlama işleri yapanlarda silikozis hastalığında artış görüldüğüne dikkat çekildiği hatırlatıldı. Silikozisin, solunumla alınabilecek boyuttaki silika kristallerinden kaynaklanan akciğer hastalığı olduğu belirtildi.

TOP 10

1- Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı'nın cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ' 367' baskısı yaptığını itiraf ettiği ses kaydı gündeme bomba gibi düştü. Karadayı, 'küfürlü bölümler montaj' diyerek doğruladığı ses kaydında dönemin ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu'ya "Meclis'e girme dedim girmedi. Girseydi Gül, cumhurbaşkanı olurdu." ifadesini kullanıyordu. 2- GATA'ya sevk edilen emekli Orgeneral Hurşit Tolon'un 'delil yetersizliği'nden tahliye edilmesinden 3 gün sonra ortaya çıkan ses kaydı GATA'da tedavi gören emekli Orgeneral Şener Eruygur'u zor durumda bıraktı. Şener Eruygur'un eşi Mukaddes Eruygur'un, GATA'dan Tabip Albay Nusret Demircan'la eşinin durumunu konuştuğu kayıtta Demircan, Eruygur'un taburcu edilebileceğini ancak tutuklanmasından korktuğunu anlatıyordu. 3- Emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, internete düşen ikinci ses kaydında CHP'nin Ankara adayı Murat Karaya

Ses kaydı düştü internet yükseldi!

Resim
Ergenekon dava süreci internet medyasının yıldızını parlattı. İnternet sitelerine düşen ses kayıtları Türkiye gündemini belirledi. Tempo24'ün yayınladığı Mustafa Balbay'ın günlükleri uzun süre konuşuldu. İnternet medyası niçin tercih ediliyor, editörlere sorduk. Ergenekon internet sitelerinin yıldızını parlattı Son iki yıldır internet sitelerine düşen ses kayıtları Türkiye'de gündem oluşturuyor. Sonsayfa.com, turktime, haber7 gibi siteler Ergenekon davası sürecinde yayınladıkları ses kayıtları ile internet medyasında bir adım öne geçtiler. Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay'ın da günlükleri yazılı basından önce tempo24 isimli bir haber portalında yayınlandı. Birçok gazete tempo24.com.tr'yi kaynak göstererek günlüklere sayfalarında yer verdi. İnternete düşen ses kayıtlarının içerikleri "kim kaydetti, kim sızdırdı" sorularıyla örtbas edilmek istense de konuşmalar bir döneme ışık tuttu. Ergenekon sürecinin daha iyi okunmasına vesile oldu. K

Usulsüz sevk edildiği GATA'da mikrop kaptı

Resim
Ergenekon davasında hakkında 2 kez müebbet hapis cezası istenen emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, 'sağlık' gerekçesiyle sevk edildiği Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde (GATA) yoğun bakıma alındı. Usulsüz olarak sevk edildiği askerî hastanede prostat ameliyatı olan Ersöz'e, cerrahi müdahale sırasında 'öldürücü' bir bakteri bulaştı. Ersöz'e bulaşan 'nekrotizan faziit' isimli bakteri, ölüme kadar götüren süreçler yaşatabiliyor. Avukat Ali Rıza Dizdar, müvekkilinin durumunun ciddi olduğunu belirterek, tahliyesini isteyeceğini söyledi. İkinci iddianamede Ergenekon silahlı terör örgütünde kilit rol oynadığı belirtilen Ersöz, darbe planlarının hazırlayıcısı olmakla suçlanan eski Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Şener Eruygur'un ekibinde yer alıyordu. Jandarma İstihbarat Dairesi başkanı olarak çok sayıda yasadışı dinlemenin altında imzası olan emekli tuğgeneral için örgütün 'koca kulağı' benzetmesi yapılıyordu. Tedavi olmak için geldiği Anka